bidünyali

WRC RALLY TURKEY 2018

WRC’ye en son 2010 yılında İstanbul’da düzenlenen organizasyonla ev sahipliği yapan Türkiye, uzun bir aradan sonra 2018 yılında takvimde kendisine yeniden yer bulabildi. Ve ralli dünyasının kalbi 13-16 Eylül tarihlerinde Marmaris ve Muğla çevresinde attı.

Ott Tanak – WRC

Toplam uzunluğu 317 km olan 17 özel etabın geçildiği sürücüler kelimenin tam anlamıyla tozu dumana kattılar. Marmaris’teki açılış seremonisi ve özel seyirci etabıyla başlayan Rally Turkey izleyenlere toz ve motor gürlemeleri eşliğinde unutulmaz anlar yaşattı.

Pazar günü ise podyumda 1. sırayı Toyota’dan Ott Tanak / Martin Jarveoja ikilisi, 2. sırayı yine Toyota’dan Jari-Matti Latvala / Miikka Anttila ikili, 3. sırayı ise Hyundai’den Hayden Paddon / Sebastian Marshall alıyordu. Ödül töreni ve kapanış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Aslına bakarsanız Rally Turkey’i izlemeden önce ralli dünyasına oldukça uzaktım. Televizyonda tesadüfen denk geldiğim ralli şampiyonalarını bile izlemeden geçerdim. Hatta “neyini izliyorlar bunun?” diye de sorardım. Rallinin Türkiye’de yapılacağını bile sosyal medyadan öğrenmiştim. Gitmeye de açılışa iki saat kala karar vermiştim. 

Andreas Mikkelsen / Anders Jaeger
Elfyn Evans / Daniel Barritt

Açılışı akredite olmamama rağmen basın bölümünden yakinen takip etme şansı bulduğum anda içimi bir heyecan kapladı. Dünyaca ünlü pilotların sürdüğü bu çok özel arabalar adeta bana poz vermek için duraklayıp öyle devam ediyorlardı. Yakaladığım güzel kareler ve ortamın etkileyiciliği sonrası ertesi gün koşulacak olan Ula etabını izlemeye karar verdim.

Ula Etabı

Sabah altıda kalkıp hazırlandıktan sonra Ula etabının seyirci bölümünde iyi bir yer ayarlayabilmek için erkenden yola çıktım. Programda belirlenen rotaya göre seyirci giriş noktasına geldiğimde benim ve yaklaşık on aracın önü jandarma ve polis tarafından kesildi. Seyirci girişlerinin oradan olmadığını belirttiler. Ancak girişin nereden olacağını sorduğumuz da ise bu bilgiye sahip olmadığını söylediler.

Thierry Neuville / Nicolas Gilsoul

Güne kötü bir başlangıç yapmış ve seyirci bölümüne ulaşabilme çabalarımız epey zaman kaybettirmişti. Dünya çapında bir organizasyona ev sahipliği yapıyorduk ancak halkla iletişim çok zayıftı. Seyircileri bırakın görevli kolluk kuvvetleri bile bilgi sahibi değildi. Neyse ki daha sonra görevli bir subay geldi de giriş yolunun bilgisini alabildik.

Organizasyonla ilgili gördüğüm en büyük ve tek aksaklık buydu. Oldukça önemli olduğunu düşündüğüm bu sorunun önümüzdeki organizasyonlarda tekrar etmemesini umuyorum.

VIP Bölüme Girişim

Yarış neredeyse başlamak üzereydi ve ben henüz yerimi alamamıştım. Seyirci bölümüne geldiğimde bir görevliye fotoğraf çekmek için en iyi konumlanabileceğim yeri sordum. O da “yalnız mısınız?” dedi. “Evet” cevabını alınca kendisini takip etmemi söyledi. Ben farkında değildim ancak bu genç görevli kardeşim bana günün sürprizini yapmak üzereydi. Beni VIP bölüme getirdi ve burada şeritlerin arkasında istediğim yerden fotoğraf çekebileceğimi ve ikramlardan da yararlanabileceğimi söyledi.

Sabahki kaosun ardından müthiş güzel bir gelişmeydi bu. Sanırım önceden planlasam bu kadarını yapamazdım. Kendime göre güzel bir açı belirleyip, etabın en etkili virajında pilotları beklemeye başladım. 

Toz duman…

Neuville, Tanak, Latvala, Mikkelsen, Solberg hepsi birazdan önümden geçeceklerdi. İlk motor gürlemelerini duyduğumuzda dere kenarında su içen ceylanlar gibi irkildik. Ve araç tepenin üstünde ilk görüldüğünde heyecan doruk yapmıştı. Arkasına kattığı toz dumanıyla çam ormanını adeta yararak geliyordu. Çıkardığı ses araba sesi değil sanki ejderha sesiydi.

Citroen Racing Team

Deklanşöre basarken bir yandan da gözüm etabın en sağlam virajındaydı. O viraja giriş anını kaçırmak istemiyordum. Araçların virajdaki spini ve tozun dumanın arasında savurttukları taş ve kaya parçalarıyla muhteşem kareler yakaladım.

Öğleden sonraki seansta Hyundai pilotu Mikkelsen gelirken birden bire WRC çekim helikopteri belirdi. Helikopteri gördüğüm anda inanılmaz heyecanlanmıştım. Ancak heyecanımı hemen atıp helikopter ile Mikkelsen’in aracını aynı kadraja alabilmek için kameramı çevirdim. 

Aksiyon filmlerini aratmayacak bir sahneydi. Toz bulutu dağıldıktan sonra orada tanıştığım Kıbrıs Rum kesiminden gazeteci arkadaşla hemen kameralarımızı kontrol ettik. Ve işte istediğim, hayal ettiğim fotoğrafı yakalamıştım.

Gün Sonu

Akşam eve yorgunluktan perişan, tozdan leş gibi kirli ve ciğerlerimde hissettiğim toz tadıyla dönmüştüm. Ama mutluydum. Hayatımda ilk defa ralli seyretmiş ve fotoğraflamıştım. 

Fotoğrafları hızlıca seçip düzenlemelerini yaptıktan sonra WRC’ye gönderdim. Ertesi sabah WRC’den ve Hyundai pilotu Mikkelsen’in co-pilotu Anders Jaeger’den aldığım maillerle güne başladım. Her ikisi de fotoğraflarımı beğenmiş ve bazılarını resmi instagram hesaplarında kullanmak istiyorlardı. 

WRC Turkey’de helikopterin Mikkelsen’i takibi. Bu fotoğraf WRC tarafından günün fotoğrafı seçildi.

Bütün pilotlar deyim yerindeyse ortamı salladılar, tozu dumana, taşı toprağa kattılar. Başta belirttiğim üzere ralliye pek ilgim yoktu. Sanırım bundan sonra iyi bir ralli izleyicisi olacağım. Şimdiden 2019 Türkiye ayağını sabırsızlıkla bekliyorum.

Sevgiler.

WRC fotoğraf galerimi görüntülemek için lütfen linki tıklayınız:

http://bidunyali.com/wrc-turkey-2018-photos/

bidünyAli

Ali Irgat

Facebook Comments